Rap müziğin yeni yıldızı Ramiz

tarafından ***mehmet*** Perş. Ağus. 06, 2009 4:46 am

Yaptığım albüm beni kanatlandırsın istedim' İstanbul Attack ile adını duyduğumuz ve 'Var Mısın Yok Musun?'da 50 Cent'in onun için yarıştığı Ramiz, ilk solo albümüyle karşımızda. Rap'in yeni yıldızı olmaya aday Ramiz'i yakından tanıyalım...

Çocukluk yıllarından beri rap müzikle ilgilenen Ramiz'in adını ilk kez İstanbul Attack ile duymuştuk. Kariyerine solo olarak devam eden Ramiz ilk albümü 'Bitmez Bu Rap' ile gündemde şimdi. Zira 'Var mısın Yok musun?' isimli yarışmada 50 Cent ile yarışarak ilgileri üzerine çeken Ramiz, ilk solo albümü üzerinde incelikle çalışıp bol bol analiz yapmış.
Albümde İngilizce sözler de kullandığını çünkü artık bütün dünyada 'tek müzik' olduğunu, bizdeki gibi yerli ve yabancı müzik olarak ikiye ayrılmasını anlayamadığını söylüyor. Dr. Dre, Bob Marley, Jimi Hendrix, James Brown ve Notorious B.I.G gibi isimlerden etkilenen Ramiz, kendi müziğinde de global ve güncel öğeleri kullandığını ekliyor. Türkiye'de ajitasyonun yaygın bir gelenek haline geldiğini ama önemli olanın insanları mutlu edip coşturabilmek olduğunu anlatan Ramiz, bu albümle kanatlanıp uçmak istiyor!

- Birçoğumuz sizi 'Var Mısın Yok Musun?'da tanıdık. Peki Ramiz'in hikayesi nedir?
1983'te Bulgaristan'da doğdum, 1989'da istanbul'a göçtük. Çok küçük yaşlarda rap ile tanıştım. Daha o zamanlar dinlediğim yabancı rap şarkılarının üzerine kendi uydurduğum Türkçe sözleri yazardım. Çok kötü sözlerdi tabii... Sonra Cartel çıktı ve Türkçe rap'in olabileceğini gösterdi. Ortaokul ve lise dönemi boyunca arkadaşlarımla müzik programları üzerine çalıştık, stüdyolara girdik. Ama daha o zaman anladık ki tonmaisterler bile rap müzikten çok uzak. Eğer bir sound yakalayacaksak bunu kendimiz yapacaktık! Derken internet çağı başladı ve işler kolaylaştı...

MÜZİK ARTIK DAHA DEMOKRATİK
- Rap müziğin underground olmaktan çıkıp popüler bir tarz olduğu dönemi İstanbul Attack ile yakaladınız değil mi?
2001'de Onda On diye bir grubum oldu ve iki albüm çıkardık. Sonra Hacettepe Güzel Sanatlar'da Grafik Tasarım okudum. Mezun olunca küçük bir ofiste çalışıp biriktirdiğim tüm para ile dil bilmeden, albüm yapmaya Almanya'ya gittim. Rap'in popüler olmaya başladığı dönemde İstanbul Attack ile ismim duyulmaya başladı. Ancak bir süre sonra vizyonumuzun kesişmediğini anladım. Kafamdaki sound'u yakalamak istedim.

- Yalnız kalınca yakalayabildin mi o sound'u?
Sound olarak yurtdışında duyduklarımı takip ediyordum sonra teknoloji çok ilerledi ve müzik daha demokratik bir hale gelmeye başladı. Yapılanları dinleyerek iyi-kötü soundl'ar yakaladık ama hiçbir zaman tatmin olduğumu söyleyemem.

- Tatminsizlik de sound'unu oluşturmakta işe yaradı yani?
Teknik olarak var olan eksiklikleri şimdi daha iyi görebilmemi sağladı.

HİP HOP'IN YAZILI OLMAYAN KURALLARI VAR
- Bir de imaj mevzusu var tabii... İmajı da tam olunca insan müziğe daha mı iyi adapte oluyor?
Gençlerin ilgisi arttıkça bir rap sektörü de oluşmaya başladı. Dizi ve reklamlarda bile artık rap kullanılması alışıldık bir durum oldu. Hani hep 'rap ne, hip hop ne?' diye sorulur ya... Hip hop kültürün adıdır, geniş kolları olan bir yaşam biçimidir. Rap müziği, dansı, grafitisi, DJ'liği hepsi bu kültürün parçasıdır. Hip hop yazılı kuralları olmayan önemli bir kültürdür. Buna ancak yaşayarak adapte olursun.

- Rap, sokak kültürüdür de aynı zamanda...
Üniversiteye başladığım dönemde ailemden uzak olup tek başıma kaldığım için kendimi sokakta buldum. Üniversitede derslerden beslendim, kendime yürüyüş karakteri seçmekte faydası oldu. Ama hiçbir zaman sokaktan kopmadım çünkü en büyük gelişim insanlarla paylaşarak oluşandır bence. Hayatın bir çok sosyal alanında bulunuyorum ama sokaktaki sosyal yapı en gerçek olanı...

- Peki, hikayenize devam edelim...
istanbul Attack'tan sonra albümün de prodüktörü olan Cem Özkan'ın stüdyosunda çalışmaya başladım. Cem sound'u çok iyi bilen biri olduğu için tekniğime katkısı büyük oldu. 3 aylık evreden sonra aradığım sound'u bulamadım ve ara verip eve çekildim. Tabii demolar yapıp Cem'e yollamaya devam ediyordum. Bu arada Bora Uzer'le bir araya gelip deneysel işler yaptık, derken yavaş yavaş yol aldım 2 yıllık süreçte. Çünkü bir albüm çıkarınca onu yıllarca sırtınızda taşıyorsunuz eğer içinize sinmezse yüke dönüşüyor. İçinize sinerse de kanatlara dönüşüp sizi uçuruyor. Bunun için hep iyi analiz yapmaya çalıştım. Sözlerden fonetiğe eksiklerimi araştırdım. Bu albüm beni uçursun istedim! İnsanlardan 'Türkçe rap'te ne dediğinizi anlamıyoruz' gibi tepkiler geliyordu. Suçu onlarda aramak yerine aptallığı kendimde aradım.

ACUN ILICALI İYİ BİR RAP DİNLEYİCİSİ
- Nasıl yani?
İngilizce bilmeyen insanlar bile 50 Cent ya da Eminem dinlerken fonetik olarak bir yerde onlara eşlik edebilirken biz niye anlaşılmıyoruz diye düşündüm. Provize çalışmaları yaptım ve sırf kafiyeli oldukları için değil fonetikleri de uyan kelimeleri seçtim. Artık her şeyin oturduğunu hissettiğimde Cem'i aradım... O esnada da Acun Ilıcalı'dan bir telefon geldi ve 50 Cent'in sizin için yarışmasını istiyoruz dediler.

- Nasıl ulaştılar size?
Daha önce şarkılarımı Acun abiye dinletme şansına erişmiştim. Acun abi çok kaliteli bir rap dinleyicisidir. Ama önce 50 Cent'in de görüşünü almak istedi ve albümü de alıp Miami'ye gitti. 50 Cent'in yorumu ise benim için ayrıca bir gurur oldu çünkü Türkiye'den böyle bir rap sound'u çıktığına çok şaşırıp, sevindiğini söylemiş.

Rap'e yeni bir renk ve soluk getirdim
- Rap kültürü bizde yeni yerleşiyor ama şimdiden kutuplaşmalar, atışmalar var. Ramiz bunların neresinde duruyor?
Ben hep hip hop'ın köküne, sözüne bağlı oldum ve böyle de bir albüm yaptım. İnsanlardan aldığım tepkiler de gösterdi ki açıkçası kendimi var olan herhangi bir kategoriye dahil etmem doğru ve şık olmaz. Sound olarak yurtdışındaki muadillerine yakın, tarz olarak kendime ait bir tarz çıkarmaya çalıştım.

- Burnu havada bir yaklaşım değil mi bu?
Asla! Bu, işi olduğu gibi yapmak. Rap müzik konusunda çok yetenekli gençler var. Ne zaman ki onlar albüm yapacak, insanlar o zaman gerçek rap'i görecekler. Kendi adıma yeni bir renk, soluk getirdiğimi düşünüyorum. Hip hop'ın köküne bağlı ama güncel bir sound'um var. Türkiye'de hala dünyanın yıllar önce yaptığı rap yapılıyor ki rock müzikte de bu böyle değil miydi?

- Peki ya küfür ve argoya olan yaklaşımınız nasıl?
Hayatta kullandığım dilin temeli argodur ama bunun bir sınırı vardır. Rap'imde küfür yoktur çünkü ben müziğimi anneme-babama anlatır gibi yapıyorum. Bu konuda kendimi sınırlıyorum. Küfretmiyorum diyemem ama küfür en kolay kaçış yoludur; esnek bir aklın varsa küfretmek yerine her şeye bir cevabın olur.

Rap müziğin yeni yıldızı Ramiz Ramiz